Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Alican Dağdeviren, geçtiğimiz hafta dâr-ı bekâya uğurladığımız ünlü İslam âlimi Prof. Dr. Muhammed Ali es-Sâbûnî’nin ardından Yeni Şafak Gazetesi’ne bir röportaj verdi. Zeynep Betül Erhun’un sorularını yanıtlayan Dekan Dağdeviren, Sâbûnî’nin ilmî çalışmaları ve meşhur tefsiri hakkında bilgi verip onunla ilgili hatıralarını paylaştı. Röportaj Yeni Şafak Gazetesi’nde şu şekilde yer aldı:
***
Modern Asrın Önde Gelen Tefsir Âlimi: Muhammed Ali es-Sâbûnî
Bir hafta önce ebediyete uğurladığımız ve uzun yıllar Yalova’da ikamet etmiş Suriyeli İslam âlimi Muhammed Ali es-Sâbûnî hocayı, Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alican Dağdeviren’le konuştuk.
Röportaj: Zeynep Betül Erhun
Muhammed Ali es-Sâbûnî hocamız, son devrin büyük âlimlerindendi. İslami ilimlerin pek çok alanında eserler verdi, ancak biz onu daha çok müfessir kişiliğiyle tanıyoruz. Hocanın yaptığı ilmi çalışmalar nelerdi?
Prof. Dr. Muhammed Ali Sâbûnî’yi asrın tefsir âlimi, fıkıh ve hadis alanında değerli çalışmaları olan bir akademisyen olarak tanıyoruz. İslami ilimlerin birçok alanında telif, ihtisar ve edisyon kritik niteliğinde elliye yakın eser vermiştir. Ancak eserlerinin çoğunluğunun Kur’ân ilimleri ve tefsir ile ilgili olduğunu ve asrımızda tefsir alanında en çok eser veren bir âlim olduğunu söyleyebiliriz.
İslam dünyasında Muhammed Ali es-Sâbûnî denince akla gelen ilk eser şüphesiz Safvetü’t-tefâsir. Tefsirlerin Özü manasına gelen bu kıymetli eser hemen her Müslümanın kitaplığında yer almıştır. Bu tefsiri kısaca tanıtıp bu kadar ilgi görmesinin sebebini bizimle paylaşabilir misiniz?
Safvetü’t-tefâsir, isimli tefsir, Sâbûnî’nin en çok tanınan eseridir. Müfessirin, Arapça orijinali üç ciltten oluşan bu eseri; Türkçe, İngilizce, Rusça, Pakistan dili, Urduca ve Endonezya dili gibi birçok dünya diline tercüme edilmiştir. Bu eser ülkemiz de dâhil, birçok ülkede üniversite düzeyinde ders kitabı olarak okutulan kıymetli bir akademik çalışma olması yanında tercümeleriyle de geniş kitlelere Kur’an mesajını ulaştıran önemli bir tefsirdir.
Müfessirin bu eseri; yeni bir metot, kolay, anlaşılır bir üslup ve hayranlık uyandıran ifade tarzıyla; zengin ve ihtiyaca cevap veren içeriğiyle elden ele dolaşan, Kur’an-ı Kerim’in tamamının ele alındığı önemli bir tefsirdir. Ayetleri; günümüz problemlerine bakan yönleri, birbirleri ile olan anlam ilişkileri, dilbilime ait izahları, edebi yaklaşımları, ilahi mesajdan çıkarılacak dersleri, nükteleri ve orijinal tespitleriyle açıklaması, elden ele dolaşan bu tefsirin başlıca özelliklerindendir.
Siz hocayı ziyaret etme fırsatına sahip oldunuz? Hocadan dinlediğiniz özel hatıralar oldu mu?
Bir Yalovalı olarak, Yalova’ya yerleşen hocamızla 1984-85 yıllarında Gökçedere’de tanışmıştım. Son olarak 2019 yılının Nisan ayında İslami İlimler Fakültemiz öğretim üyeleri ile gerçekleştirdiğimiz bir geçmiş olsun ziyaretinde bir araya gelmiştik. O ziyarette Sâbûnî Hocamız, kendisini de bizi de duygulandıran şu hatırasını paylaşmıştı: “Zeki, çalışkan ve gayretli bir öğrenci olan Sâbûnî’nin, dayıları ona, istikbal vadeden bir genç olduğu için doktor, mühendis ya da tüccar olması için ısrarcı olmuşlar. Ancak kendisi, onların ısrarlarına rağmen, tekliflerini kabul etmemiş ve İslami ilimler alanında çalışmış. Dayıları da sen bu gidişle fakir kalırsın; ömrün ölü yıkamakla geçer diyerek hakarete varan sözler sarf etmişler. Fakat kendisi onların bu sözlerine aldırış etmemiş; İlahiyat tahsilini tercih etmiş.” Sâbûnî hocamız, yıllar öncesine dayanan bu anısını tamamladıktan sonra; duygulanarak; işin onların söyledikleri gibi sonuçlanmadığını, Allah’ın lütfuyla kendisinin zengin ve tanınan bir ilim adamı, dayılarının ise kendisinin yardımına muhtaç duruma düştüklerini aktardı.
Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi, 26.03.2021